2 Temmuz 2015 Perşembe

replika telefon İle Metafizik786

 replika telefon


replika telefon İle Metafizik786 bugün sizler icin en güzel yazıları yazan replika telefon diyorki oMugunıı sonışrıırmaya pirişmekrcdir. Bu karşıtlık vç kuvve-fii| karşırj^ mrdcs'in metafiziğinin hâkim çizgilerini oluşturmaktadır. Bu iki anrir)^'^* hinimde birbirlerine bağlıdırlar. Ancak genel olarak ifade etmek gerekirsç^r de dünya, tarihinin herhangi bir anında göründüğü biçimde statik olarali rinde ise değişme süreci içinde dinamik olarak göz önüne alınır.MADDE VE FORMDünya Aristoteles’e en \i.iksek üyeleri madde-dışı tözler olan bir lny^^ olarak görünmektedir. Buna karşılık bütün diğer bilfiil var olan şeyler, iç^ formun adeta az veya çok sayıdaki madde yataklarına gömülmüş olarakv? kendilerinde maddenin gitgide daha karmaşık formlar altında şekillenmişola^ bııhınduğu karmaşık varlıklardır. Sorunu bu iki biçimde göz önüne alm^ her biri belli bir dikkat gerektirir: 1) Eğer her şeyden önce ay-altı dünyadabti n.ın somut bir nesneyi, örneğin canlı bir cismi göz önüne alırsak, onun dörık kımd.ın değişme gücüne sahip olduğunu görürüz: Uzayda yer değiştirebilir:! teliksel ol.ırak değişebilir; daha büyük veya daha küçük olabilir; nihayet (varlı» geldikten sonra) ortadan kalkabilir. Madde (hyle) Aristoteles için değişme» gerektirdiği şey olduğundan, bu dört tür değişmeye uğrayan şey, deyim yer» de\'se dört madde yatağına girmiş olarak göz önüne alınır: Bunlar lokal m* de’ veya yer değiştirmenin maddesi, nitelik değiştirmenin maddesi, boyuri ğiştirmenin maddesi ve oluş ve yok oluşun maddesidir. Bu madde yatakları» sında belli bir mantıksal düzen vardır: İkinci birinciyi,üçüncü İkinciyip rektirir.<*'n Dördüncü ve üçüncü ise birbirlerini gerektirirler.^''-^ Gerçekten üçü her zaman birlikte bulunurlar. Onlar bütün ay-altı alemindeki cisimlereiı tirler. Ancak lokal madde yalnızca mantıksal bakımdan bütün diğerlerindf bağımsı/ olmakla kalmaz; aynı zamanda onlardan bağımsız olarak var olabilir'^ diinyadaki şeylerden daha “tanrısal” olan gök cisimlerinde bu biçimde^^rr|rjte de vardır.f'''^ Akıllar müstesna, evrende var olan bürün bireysel nesneler, mıın, hiç olmazsa “lokal madde” ile birleşmesinden meydana gelirler. Anc» düşünce ile daha ince türden bir maddenin varlığı - bu maddenin hiçbir zaniJ “duyusal madde”, yani hiç olmazca “lokal madde” olmaksızın var olması sözh' nusu olmamakla birlikte — ayırdedilebilir. Bu, akılsal madde”,(*'4) başka dcvi$^ u/aysal uzamdır. Bu sonuncunun varlığının kabulü Aristoteles’in
son z.ım.ınlarda orraya çıkmıştır vç hiç olmazsa açık bir biçimde ancak Afr/z/y/-zıhıc bulunmaktadır: Her duyusal şeyden, onun tüm duv''usal maddesini soyut-laN’jbiliriz. Ay-altı dünyasına ait olan şeylerde, onların sıcaklık veya soğukluk, kuruluk veya yaşlık gibi temel niteliklerini ve bunlardan çıkan bütün diğer niteliklerini soyutlayabiliriz. Gök cisimlerinden, onların dönme gücünü soyutlayabiliriz. Bu soyutlamalara rağmen her iki grup varlıklar hâlâ büyüklük ve biçimlerini koruyacaklardır. Böylece soyutlama ile gerçek cisimlerden matematiksel nesnelere geçmiş olacağız. Önce bu cisimleri başka hiçbir şey olarak değil, sadece üç boyutlu nesneler olarak düşünebiliriz. Daha sonra gerçekte kendisinden ayrılmaz oldukları üçüncü boyutu göz önüne almaksızın bu cisimlerin düzlemsel kısımlarını tasavvur edebiliriz. Aynı şekilde yine bağımsız bir varlığa sahip olmamalarına rağmen, bu düzlemlerin içindeki doğru parçalarını ayrı başlarına göz önüne alabiliriz.Böylece gündelik dilde “madde” olarak adlandırılan her şeyi soyutlamış olmamıza rağmen hâlâ salt forma ulaşmış olmayacağız. Çünkü bireysel bir doğru, yüzey veya cisim (bazı Platoncuların safça bir biçimde sırasıyla 2, 3 ve 4 sayısına özdeş kıldıkları,(‘'^) Çağdaş matematikçilerin ise hala doğru bil tarzda denklemlerle temsil ettikleri) doğru, yüzey ve cismin formundan faiklı şeylerdir; Çünkü birinciler bir uzam içinde bulunmaktadırlar. “Uzam” veya “akıİsal madde’ yi de soyutladığımız takdirde karşımızda salt formdan başka bir şey kalmayacaktır.
Platon uzayı duyusal şeylerin maddi öğesi veya dayanağı, içine e/eli-ebedi varlıklar, yani İdeaların örneklerinin girmesi sonucunda kendisinden şeylerin meydana geldiği madde olarak göz önüne al maktaydı.Aristoteles'e göre ise uzam, duyusal şeylerin içinde bulunmakla birlikte, bu şeylerin kendisinden yapıldıkları madde değildir. Bu anlayış aynı zamanda uzam ve harekete sahip bir şev olan modern madde anlayışımıza daha yakındır. Ay-altı âleminin maddesi, ek olarak diğer üç türlü değişmeye uğrama yeteneğine sahiptir.
2)Öbür taraftan “ilk madde’ den de - işaret etmek gerekir ki bu deyim, öğrencilerinin haklı olarak sisteminin en önemli öğelerinden birini ifade eden bir şey olarak göz önüne almalarına karşılık Aristoteles'te çok seyrek rastlanan bir deyimdir - başlayabiliriz. İlk madde hiçbir yerde tek başına var değildir. O sadece madde ve formdan meydana gelen somut bireysel şeylerin doğasındaki bir öğedir. O yalnızca ilk temel karşıtlardan (sıcaklık-soğukluk ve kıırulıış-yaşhk) birer tanesi ile birleşmiş olarak vardır. Ay-altı âleminde bulunan en az karmaşık cisimler toprak, su, ateş veya havadır. Bu dört “basit cisim’de kendilerinden
“ufTumcn karışık veya aynı türden (liomocomerous) cisimlerin dip maddelerdir. Mineraller genel olarak aynı türden cisimlerdir luvTanlar en basit, en az organlaşmış kısımları, yani dokuhr da bu rür dir Dokular, bitkiler ve ha>Tanların daha üstün işlevler, örneğin duyu^**^ değiştirme harekerini yerme getirmek üzere organlaşmış olan kısınılar,^|** şumu k;m gerekli maddeyi sağlarlar. Bu son kısımlara ayrı türden (anornoç^ rousl kısımlar ve\^a organlar denir Nasıl ki dokular organların oluşumu reklı maddeyi sağlarlarsa, organların kendileri de rüm canlı cismin maddesi ^ vini görürler. Canlı cisim organlardan daha karmaşık, daha ram olarak etmiş bir birliktir. Organlar dokulardan, dokular da basif cisim Icrden^ tam olarak teşekkül ctmışlerdir.i*'^^ Nihayet bütün hav'vanlar içinde en yujı^ derecede organlaşmış veya teşekkül ermiş bir varlık olan insanda, bedenin onun herhangi bir kısmının yapısının ilkesi olmayan, hiçbir bedensel orgjnt kınmayan ve bedenden sonra da yaşamasına devam edebilen ek bir Form vai» Bu form, akıl veya daha doğrusu pasif aklın düşüncesine remel ödevi görene» rengi/ biılık olan Faal Akıldır. Bir derece daha yukarda gezegenlerin kürdeır hareket ettiren Akıllar gelir. Bunlar hiçbir cisimle birleşik olmayan sal tözleri I lepsinin ü/ermde de Tanrı nın temsil ettiği töz bulunur.
replika telefon sundu...




replika :: replika replika telefon :: replika telefon replika telefonlar :: replika telefonlar kore malı telefonlar :: kore malı telefonlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder