replika telefonlar ve madde ile kuvvet bilgisi354
bugün sizlere en güzel bilgileri yazan replika telefonlar diyorki Eğer bizim psişik hayatımız yavaş yavaş ve dışarıdan» ı izlenimlerin tekerrürü ile meydana geliyorsa tıpkı bunu,, ? bilinç de -ki şahsiyetimizin bilincinden duyumlanmızm ve yine hafızamızda birikmiş ve birer ' bırakmış olan bu duyum ve algı şekillerinin toplammdj^ meydana gelmiştir. Büinç ilk duyum ile müphem bir surette uyamr ve pek basit olan bu duyum soyut bir bilgi halice girdikçe bilinç parlar. Varlıklarm basitlerine doğru gidildikçg bilinç karanlıklaşır, silinir ve nihayet organizmanın en aşağı tabakası olan protoplazmaya kadar ilerlersek bu varlığm dışarıdan icra edilen etkiye karşı gayet önemsiz vegüçlöile farkedilebilen bir reaksiyon icra ettiği görülür ve latif [459] veya elim bir duyum sonucımda meydana gelen bu reaksiyon İm basit organizmamn, yani protoplazmanm diğer ilkel yetilerinden farksız bir halde kalır. Fakat insanda ve diğer yüksek hayvemlarda bu özellik, yani bilinç özelliği özel bir ruh yetisi ve yüksek bir tezahür olmak üzere itibar edilmeye layık bir dereceye kadar yükselir. Bu da birdenbire gerçekleşmez, Yavaş yavaş ve aşamah bir surette, beyin ve sinir sistemi geliştikçe meydana gelir ve gittikçe sayılan artan dışsal izlerümler yerü yeni fikirlerin doğmasma sebep olur ki, bu da bilincin yükselişini doğuran sebeplerden birisidir.
"Hafıza gibi zekârun da muhtelif dereceleri vardu. Bu zekâ, molekülleri daima yenilenmekte olan organik maddenin genel bir özelliğidir. Zekârun bazı organlara bağlı görünmesi o organlarda kendisine özgü bir kuvvede tezahür edebilmiş olmasındandır. Fakat bir tür bahktan ibaret olan amfiyoksus (amphioxus) asla beyne sahip olmadığı için [460] kendi kendini idrak edici bir bilince, hatta en önemsiz psişik bir hayata da sahip değildir. Sinir sistemi, uzun bir evrim sonucunda oluşmuş bir cihaz, histolojik bir ayırt etme eseri ve mükemmel bir biyolojik "iş bölümü" sonucu olduğundan, onun fiillerinin en yükseği, örneğin dehâ (genie) da dâhil olduğu halde hiçbir
bir çocuk, zekâsı bakmamdan en geride bulunan ' ’ bir zekâya sahip değildir. Muhtelif etmeyi ve bu duyumları birbirinden için uzun müddet yetenek kazanmaya dişinde şahsiyet duygusu ancak bu suretle, yani olur. Kendisinin ile, başkasmın k^^Jaşhrmaya başlar. Bu ise hafızamn yeteri Akillenmesi ve gelişmesinden [4611 ve oldukça uzun ile beyinde epeyce —
bilgi biriktirildikten sonra Fakat bu bilgi daima değişime maruz bilincin de değişmesi zorunludur. Hatta o iki farklı zamanda bilincin de farklı olması halde kalması imkânsızdır. Yalnız bu
^ tabii halimizde gayet aşamalı bir surette icra Jğundan asla farkma varamayız. Bu değişimi anlamak jjı mevcudiyetimizin aradan oldukça uzun bir devir geçmiş jjDOİtasını birbiriyle mukayese etmeliyiz. Yukarıda "tabii ilde" dedik, çünkü beyin ve sinir sistemi hastalıklarmda bu t delimler pek büyük bir hızla meydana gelebilirler, toi olan şahsiyetimiz de maddi olan şahsiyetimizden ılsE bir hale gelir, yani her ikisi de aynı suretle değişmek dadır. Şu kadar ki, bunun farkma varmamız için uzun bir lE gereklidir. Genellikle yaşımız ilerlediği zaman vaktiyle foMu^muz bakış açılarına, fikirlere, eğilimlere göre iebilmek ya da o zamanki [4621 hallerimizi anlayabilmek 31 için imkânsız olur. Geçmişin safhaları içinde kendimizi Hakta güçlük çekeriz. Forster hoş bir cümlesinde şöyle iyor:
Aynı hayatın muhtelif iki şahsiyetini birbirinin karşısma jak mümkün olsaydı bu iki şahsiyet birbirine o kadar zıt ^ ki, tanışmak şöyle dursun, hatta bir kere daha ®^ak arzusu göstereceklerdi. Pek küçük
Fazla olarak -bu husus spritüalistlere ve telsilere tekrar edilse caizdir- bilinç ancak fertler nezdinde
Çüıdcü onların karşısında bir nesne, [463] bir ben-o^^^^ vardır. Kendilerinin mevcudiyetleri hakkmda bir
Her tarafta birtakım hayaller gören ve bir söz tufanıyla en basit şeyleri müphemleştirmeye uğraşan spritüalistler, bilin teriminin manasım da ruh teriminin manası gibi mümkün olduğu kadar karıştırmışlardır. Bilinci gayri maddi, tek ve basit yer kaplama ve bölünme özelliklerine sahip olmayan başkalaşımsız ve daima aynı halde kalarak bir ruhun bütün faaliyetlerine kesin bir surette esas teşkil eden ve insanı hadiseler âleminde hpkı bir tiyatro direktörü gibi perde arkasma saklanarak idare eden replika telefonlar bir metafizik esası olmak üzere kabul etmişlerdir. Bu tür vasıflar ne ruh ve ne de bilinç hakkmda asla [464] doğru bir şey ifade edemez. Ruh ve bilinç böyle basit, daima aym, yer kaplamaya ve bölünmeye istidatlı olmayan bir esas değildir. Spritüalistler bu suretle vasıflandırmayı istedikleri kadar sevsinler, ruh ve büinç aksine gayet muğlak ve birçok ayn organlarm beyin ve sinir sistemi adıyla oluşturdukları silsileye sıkı bir surette bağhdır.
Bilinç, basit, sade, bölünmeye ve yer kaplamaya kabiliyetsiz olmak şöyle dursun, bileşik, yer kaplayan, bölünmeye kabiliyetli ve uygulamalı psikolojinin bize sunuverdiği birçok delillerden anlaşıldığma göre daima değişim ve dönüşüme istidathdır. Bastian tarafmdan işaret olunduğu gibi bilinri, ruhsal hayatin tümünü kucaklar varsaymak, birçok psişik sürecin bilinçdışı olarak, yani sahibi tarafmdan idrak edilmeden neydana geldiği bilinmekte iken böyle bir varsayım, en büyük )ir hatadır. Hakikaten birçok hadiselerden anlaşılıyor ki, ruhsal layat mevcut olduğu halde bilinç bulunmayabilir. Diğer önden yine bilincin günlük hayatımızm birçok hallerinde [465] Iduğu gibi muhafaza edildiği ve bımunla beraber bir gaye ile
cihazımn hareketleri gibi ki, tamamıyla odaklanan dikkat bunlarla hiç ilgilenemez. jfetli bir tartışmada sözlerimize çoğunlukla birtakım ilave ederiz ki, bu hareketler tamamen içgüdü ile ve hiçbir müdahalesi olmaksızm meydana gelirler. Yine ''Üîrken uyuyan bir asker ya da beyni işlevsiz kılınmış bir ' van belirli bir gayeye ulaşmak için gereken hareketleri icra 0en halde bu hareketlerden asla haberdar olmazlar. Jljıyarlığa ilişkin meseleleri de inceleyecek olursak, bilinç ya da jiJiat diğer bir yöne odaklanmış olduğu zaman birçok jl^ann [466] ve dışsal uyarımlarm bizce hiç (jııyumlanmayacağı malumdur. Fizyoloji ve pataloji bilimine jair birçok tecrübeler bize bilinç ohnaksızm duyumlarm jıevcut olabileceğine dair birçok deliller tedarik ederler. Özellikle hipnotizma metodumm icacü zamanmdan beri malumdur ki, gayet aktif olan bazı psişik hadiseler böyle bir oyhı halinde icra edilir ve bilinç bu hadiselerden hiç haberdar oinaz veya gayet önemsiz bir surette haberdar olur. 'Uyurgezerlik" denilen bir halde yine bunun gibi, uyuyan şahıs ıjanıklığı zamanmda asla icrasma girişemeyeceği oldukça güç işlere dahi girişir.
Bilinç aynı zamanda bölünmeye de kabiliyetlidir. Bu lıususu ispat etmek için bazı basit ve ilkel hayvanlan, kurtları ve polipleri birçok parçalara bölmek gerekir. Ve görülür ki her parça yeni bir şahsiyet halinde ve kendisine özgü bir bilince sahip olduğu halde yaşamasma devam eder. Lyonnel [467] aılındaki hakim tatlı su böceklerinden "nais" isminde bir hayvaru kırk parçaya bölmüş ve her parçasmın aynca geliştiğini '’e tam bir hayvan gibi yaşadığım görmüştür. Bu tür hadiseler iel hayvanlarm hemen çoğu nezdinde meydana getirilebilir [''5 her parçada ayrı ayrı bilinç gözlemlenir. Bu gibi tecrübelere i<İ3ha yüksek hayvanlarda ve bilhassa inanlarda bile '^anmaktadır. Çocuk doğar doğmaz herkesin bildiği gibi i^veynin bedeninden bir parça da bu çocuğa eklenir ve bu..replika telefonlar yazdı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder